Gazeteciler Mehmet Şener, Sinan Özçaylak ve Orkun Çizmeli, 7. Kitap Fuarı’nın son gününde “Erzurum’da Medya ve Genç Gazetecilere Notlar” konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. Erzurum Büyükşehir Belediyesince bu yıl 7’ncisi düzenlenen Kitap Fuarı’nın son gününde Erzurumlu gazeteciler, Erzurum medyasının dününü ve bugününü ele alan kapsamlı bir programla okurlarla buluştu.
AJANS DOĞU – Palandöken Gazetesi Başyazarı Mehmet Şener, Erzurum Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurulu üyeleri arasında yer alan ERK Medya Genel Yayın Yönetmeni Sinan Özçaylak ve ERK Medya Yazı İşleri Müdürü Orkun Çizmeli, “Teknoloji ve Medya”, “Mesleki Tecrübeler”, “Anılar” ve “Dünden Bugüne Erzurum Basını” başlıklarının işlendiği söyleşide tecrübelerini paylaştı. Program okurlar, medya mensupları ve kitapseverlerin yoğun ilgisini gördü.

Erzurum Kalkınma Vakfı (ERVAK) Başkanı Erdal Güzel, Erzurum Gazeteciler Cemiyeti (EGC) Başkanı Mehmet Musa Çakır, Büyükşehir Belediyesi Spor ve Kültür Daire Başkanı Mustafa Keleş, Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Müdürü Cengiz Durular, EGC yönetim kurulu üyeleri ile çok sayıda gazeteci ve vatandaşın katıldığı söyleşi, Kitap Fuarı’nın 3. holdeki İmza ve Söyleşi Alanı’nda yapıldı.
Söyleşi, Sinan Özçaylak’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Programda ilk sözü alan Mehmet Şener, 28 Şubat ve 15 Temmuz süreçlerindeki mesleki hatıralarını anlattı. Şener, bu dönemlerde gazetecilerin karşılaştığı baskıları, açılan davaları ve yaşanan zorlukları aktararak şu ifadeleri kullandı:

“28 Şubat’ta da 15 Temmuz’da da dik durduk”
“15 Temmuz’a giden süreçte FETÖ’ye dair yazdığım yazılar nedeniyle örgütün hedefi hâline geldim. Sosyal medyadaki ‘Fuat Avni’ hesabı üzerinden iftira ve karalama kampanyalarına maruz bırakıldım. O günlerde hakkımda 300’ün üzerinde dava açıldı. Adeta adliyede mesaîye başlıyorduk. Buna rağmen 28 Şubat sürecinde de 15 Temmuz’da da yazmaktan, doğruları halka anlatmaktan bir an olsun geri durmadık. Gazetecilik bunu gerektirir. Hangi şartta olursanız olun, doğruları yazmak zorundasınız. Allah’a şükür, tüm baskılara rağmen mesleğimizi layıkıyla yaptık.”
Programın devamında söz alan Sinan Özçaylak, EGC olarak “Anılarla Erzurum Basını” isimli bir kitap hazırlığında olduklarını söyledi. Özçaylak, ayrıca bir süre önce vefat eden AK Parti Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak’la yaşadığı bir anıyı paylaştı.
Bosna Caddesi’nin trafiğe açıldığı dönemde Aksak’ın Yakutiye Belediye Başkanı olduğunu hatırlatan Özçaylak, şunları anlattı:

“Rahmetli Aksak’ın zekâsına hayran kaldım”
“Yol üzerinde tarihi özelliği bulunan Yazıcı Çeşmesi vardı. Çeşmeyi tarihi kılan ise üzerindeki kitabeydi. Aksak çeşmeyi kaldırmak istiyor, biz de Doğu TV olarak ‘Tarihi çeşmeye dokundurmayız’ diyorduk. Bir sabah kalktık, kitabe yok. Çalınmış. Hâliyle çeşmenin tarihi özelliği ortadan kalktı. Sayın Aksak hemen harekete geçti, çeşmeyi aslına uygun biçimde yol kenarına taşıdı ve Bosna Caddesi’ni açtı. Kısa bir süre sonra kitabe, Tebrizkapı Polis Karakolu önüne kimliği belirlenemeyen kişilerce bırakıldı.”
ERK Medya Yazı İşleri Müdürü ve EGC yönetim kurulu üyesi Orkun Çizmeli ise teknolojinin medya üzerindeki etkilerine dikkat çekti.

“Teknoloji gelişti ama 5N1K ortadan kalktı”
“Teknolojinin gelişmesi hem fırsatlar hem riskler getirdi. En büyük sorun, yalan ve yanlış bilginin çok hızlı yayılması. Sosyal medya ile herkes gazeteci, herkes yayıncı oldu. Elinde telefon olan herkes içerik üretiyor ancak doğrulanmamış bilgiler büyük bir hızla yayılıyor. Gazeteciliğin altın kuralı olan 5N1K özellikle sosyal medya kullanıcıları tarafından dikkate alınmıyor. Örneğin 6 Şubat depremlerinde milyonlarca takipçisi olan biri ‘baraj patladı’ şeklinde bir yalan ortaya attı. Depremzedelerin yaşadığı paniği hepimiz gördük. Bunun derdi etkileşim almaktı. Ama bizim böyle bir lüksümüz olamaz.”
Çizmeli, geçmişten bugüne meslekte yaşanan dönüşümleri aktarırken teknolojinin doğru kullanımının önemine vurgu yaptı.
Programın son bölümünde gazetecilik etiği konuşuldu. Çizmeli, “partili gazetecilik” kavramına karşı olduğunu belirtti:

“Partili gazeteci kavramına karşıyım”
“Bugün TV’lerde kendisini ‘AK Partili gazeteci’ ya da ‘CHP’li gazeteci’ diye tanımlayan kişiler görüyoruz. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Eskiden açık oturumlara siyasi temsilciler katılır, gazeteciler soru sorardı. Bugün gazeteciler siyasi görüş temsilcisi gibi konuşuyor. Spor medyasında da kulüp gazeteciliği aynı şekilde sorunlu. Bize mesleğe başladığımızda ‘Yorum hürdür; haber namustur.’ denmişti. Bugün baktığınızda bu ilkeye çoğu kişi uymuyor.”
Sinan Özçaylak da aynı konuya değinerek şunları ekledi:

“Gazeteciliğe güveni partili gazeteciler sarstı”
“Bir kişinin gazeteci olması yetmiyor; bir de kendisine partili sıfatı ekliyorsa bu çok üzücü bir durumdur. Meslekteki güven sorununun temel nedenlerinden biri bu bakış açısıdır. Herkes kendi penceresinden yorum yaptığı için halkın gazetecilere olan güveni ciddi şekilde sarsıldı.”
